12/25/2010

Öyle Gibi.

Bazen sayfalarca yazmak istersin. Bazen olmaz. Bazen ufacık bir şeyle mutlu olursun. Bazen olmaz.

Sevmek gibi. Onu ne kadar çok sevdiğini hissettiğinde midende uçuşan kelebeklerle karnının sıcacık olması, ama ona yeterince yakın olamadığını hissettiğinde içinin titremesi gibi. Öyle gibi.

Göz göze gelmek gibi. O karşında değilken ona söyleyecek binlerce sözü kafanda oturtmak, göz göze geldiğinde ise hepsinin bir tarafa dağıldığına şahit olmak gibi. Filmlerde gördüğün o herşeyi gözleriyle anlatabilen büyülü kızların yeteneğini kıskanmak gibi. Öyle gibi.

Adını söylemek gibi. O -efendim- diyene kadar içinden ona söyleyebileceğin binlerce sevgi sözcüğünü haykırarak sıralaman gibi. Baba gibi, kardeş gibi, abi gibi, aşk gibi. Öyle gibi.

Susmak gibi. Bazen sesinin çıkmaması, konuşamamak gibi. Söyleyeceğin onca şeye doğru zamanı bir türlü bulamamak gibi.

Gülümsemek gibi. Sadece onun gülümsemesini görebilmek için, içine akan gözyaşlarına rağmen gülümsemeyi başarman gibi. Öyle gibi.

Eline yanlışlıkla dokunmak gibi. Bu yanlışlığı binlerce kez yapma isteğiyle dolmak, kalbinin ilk defa ve son defa başka bir tende atacağından emin olmak gibi. Öyle gibi.

Rüya gibi. Uyanmaktan korktuğun.

En değerli kelimen gibi, eşyan gibi, anın gibi, aşkın gibi, ruhun gibi.

Kimseye anlatamadığın en değerli sırrın gibi..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder