4/12/2010

03,02

Hiçbirşey anlatmak istemiyorum.
Bütün sözcükler yetersiz.
'Biliyorsun' diyorum kendi kendime sürekli.
'Biliyorsun hep böyle acıyacağını, kanayacağını.. Kesik kesik..'
Öğrenmiyorsun işte birtürlü.
Gözüne sokulan her gerçeği ısrarla reddediyorsun, umut ediyorsun.
Çoktan uçup giden pembe balonunu bekliyorsun hala!
Uyan.
Görmek istemesen de gerçekte bildiğin onlarca şeyi hatırlat kendine.
Kendin kanat.
Uyan.
Anlatmasa da o anlattıklarından anla,
Duyamasan da duyduklarından.
Anla işte.

Susma.
Biliyorum acıyacağını.
Biliyorum yine herşeyden fazla kanatacağını.
Biliyorum gideceğini.
Sana rağmen biliyorum hemde.
Birdaha dönmeyeceğini, söylediklerinin, yaptıklarının altında anlamak istediklerimi arayacağımı..
Sana şarkılar, şiirler yazacağımı..
Yeri geldiğinde kendime lanet edeceğimi..
Hayatıma neden girdiğini ve neden çıktığını sorgulayacağımı..
Özleyeceğimi, O çok sevdiğin şarkıyı gözyaşları içinde dinleyeceğimi..
Görmek istemediğini bile bile yaşadığın yere geleceğimi..
Aldığın ufak hediyeleri saklayacağımı.. Resminle konuşacağımı..
Seni sana anlatacağımı.. Düzgün cümleler kurmaya özen gösterecek, seni incitmemeye çalışacağımı..
Kimseleri içime kabul etmeyeceğimi.. Başkasına dokunursam ellerimin yanacağını zannedeceğimi..
Zor da olsa hayatına uzaktan bakacağımı..
Senin için insanların kalbini kıracak yine de sana toz kondurmayacağımı..
Kendimden bişeyler bırakacağımı işte, susacağımı..
Çünkü , en başından belliydi senaryo aslında, görmek istediklerini gördü kalbim..
Şimdi ağır ağır çınlıyor kulaklarımda,
S'onsuzluktu aşk.. S'onsuzluğa direnmekti var gücümle..


Farkında değilsin.
Uyuyorsun.
Ve
Farkında değilsin.
Bana sen olmayı öğretiyorsun.
Uyan.
Ben sevgilimi uykusunda özlerim.



Hazal.

4/05/2010

03.02.

Kimseyle savaşmak istemiyorum. Kimseyi yok etmek istemiyorum.
Ama varolmak, derinden hissetmek ve hissedilmek istiyorum diye bağırmak istiyorum.
Biliyorum, çığlığım duyulmayacak. Duyulsa bile hemen unutulacak.
Oysa gördüklerim, karşılaştıklarım beni savaşmaya çağırıyor.
Kimi yok edebilirim, kimi mahfedebilirim ki..
Öylesine savunmuşum ki kendimi,
Öylesine derin bir açlıkla sarılmışım ki dünyaya; herkeste, herşeyde, benden birşeyler saklı.
Bu yüzden, kiminle savaşsam, kimi yok etmeyi düşünsem, ilk önce ben oluyorum.
Başlattığım her savaşta, ilk ben ölüyorum.
Ne zaman bana dayatılan savaşın kurallarına uysam, en ölümcül darbeyi ilk ben alıyorum.

İnan ne zamandır tanıyamıyorum hiçkimseyi.
Tanıdığımı sandığım insanlar öylesine çabucak değişiyorlar ki!
Gecenin ortasında günlerdir karşısında durduğum aynaya sesleniyorum;
" Kimsin sen? "
Nasıl bir yalnızlık ki bu onca adanmışlıktan sonra artık sadece kendimden hesap sorabiliyorum.
Herkes öylesine korkmuş ki hayattan,
Herkes öylesine sarılmış ki kendi korkularına..
Çünkü başka nedeni yok gecenin bu saatinde aynadan kendime hesap sormanın.
"Neredesiniz? Hepinizde bir parçam kaldı! Böyle birden çekip gidemezsiniz!
Böyle susup gidemezsiniz! Kimdiniz siz?
Ben sizdeki kendimi çok özledim; inceliktir. Birgün arayıp onu bana verin.
Kimsesizliğiniz bende kaldı. Bir yer söyleyin getirip bırakayım.."
Bunlardı işte aynadaki sayıklamalarım. Ve ben kendimi bu sayıklamalardan alıkoyamazdım.
Öyle ki, bütün sorunlarım, sonunda gelip benden hesap sorardı.
Bir mahşer yalnızlığıydı bu, inat ettim kendim olmakla; bu yüzden tiksindi benden dünya ve sonuna kadar reddetti. Yandı özlediğim herşey, korkularımla birlikte.

Şimdi bir sen kaldın, bir de yüzümdeki kanayan ışık..
Görünüp görünüp kaybolmakta öylesine inatçıydı ki o sevgi dedikleri, o aşk dedikleri,
Düştüğüm her boşluk bana sana ne kadar uzak olduğumu hatırlattı.
Senin içinde büyüyen başka inatçı sevgileri..
Kaderimi küçümseyip hep bir başkasını aradığımda, gördüğüm herşey seni hatırlattı bana.
Şimdi burada değilsin ama beni duyuyorsun biliyorum.
Kapat gözlerini ve benim için dinle n'olur: Bak, inkar ediyorsun ama aslında yoksun!
Bunun anlamını biliyor musun?

Yokluğun,
elinin,
kokunun,
soluğunun değdiği her şeyi,
dünyanın en değerli hazinesi gibi saklayan,
bu yarı deli,
bu hayattan kopuk
ruhum..
Kapat gözlerini ve bana bak:
Ben diye, ne varsa gördüğün, işte,
O senin yokluğun..