11/25/2010

19

Sen benim sana verebilecek daha fazla hiçbir şeyim kalmadığını bildiğin için gittin.

Çünkü seni daha fazla sevemezdim. Çünkü seni daha fazla özleyemezdim. Çünkü seni daha fazla düşünemezdim. Çünkü senin için daha fazla kendimden ödün veremezdim. Bunların daha fazlası yoktu ki.

Hep seni sevdim ben. En çok seni sevdim. En çok seni özledim yanımdayken bile. En fazla seni düşündüm geceleri acaba üstü açıldı mı, şimdi karnı aç mı, hastalandı mı yoksa ona iyi bakmıyorlar mı diye. En çok senin için kendimden ödün verdim ben. Tabularımı yıktım. ‘Asla’ dediğim ne varsa yaptım.

Sen benim sevgimin ağırlığının altında daha fazla ezilmeye katlanamadığın için gittin. Sen beni, bir gün olsun benim seni sevdiğim kadar sevemediğin için gittin.

Şimdi anlıyorum.

Ben hep en çok seni seveceğim. En çok seni özleyeceğim böyle derinden, etim kemiğimi yakarcasına. Yıllar sonra hala, acaba ne yiyip içiyor, ona iyi bakıyorlar mı diye tasalandığım tek varlık olacaksın sen. Yine senin için kendimden ödün vereceğim, belki zor olacak ama yine sadece senin için, yaşadığın, nefes aldığın her semtte gizli gizli gezeceğim.

Sen buna ciddiyet mi diyorsun? Sen bunlardan - ben bu kadarını kaldıramıyorum - diyerek sıyrılıyor musun? Gerçekten geçireceğimiz onca güzel güne sırtını mı dönüyorsun artık?

Peki.

Ben bu kadar sevebiliyorum seni. Bu kadar özlüyorum. Daha fazlasını, daha iyi sevenini, herşeyini verebilenini bulur musun bilemiyorum. Aslında sen biliyorsun cevabımı; hiç zannetmiyorum.

Sen de biliyorsun, ben daha fazla sevemem seni. Bunun daha fazlası yok ki.

Ben o kadar sen olmuşum ki, benim sana verebilecek bir ‘ben‘im bile yok ki.

Yazık olacak böyle biterse bize, çok yazık.. İçimde kalacak seni her seferinde karşılayan çocuk heycanım..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder