5/17/2010

03,02

Susmak güzeldir. Kimi zaman en güzel cevap, en sert tokattır. Konuşacak çok şeyinin olması da öyle. Nefretten çok canının acısı yükseltir sesini. Çın çın çınlar beyninde bir ses, tanırsın işte, derinden gelen. Bazen yapacak hiçbirşeyinin olmaması da yakar canını. Öyle ya herşey kusursuzken, acıların umutlar şehrinde dolaşırken küçük umutların mutlu olmayı öğütler sana, ayakta durmayı..

Ne zaman seninle konuşmak istesem sanki karşımda o güçsüz, herşeyden bıkmış ama bi' o kadar da bakımlı ve güleryüzlü kişiyi görüyorum. Dakikalar, saatler, günler, aylar geçiyor. Belki de bende başlayan şey yine ben de bitiyor. Merak etme sevgilim yine kendi adıma konuşuyorum. Benim hiç noktalı virgüllerim olmadı. Hayatın bana sunduğu noktaları birleştirip üç noktalar yarattım hep. Şimdi her "sen" anışım da üç nokta ekliyorum sonuna. Devamı sonsuza uzanan binlerce - aşkım - var sana...
Artık sadece "ben" yokum. Senle bir bütün varlığım.
Ben yine aynı yerde, henüz kendimle konuşamazken..
Seni özlüyorum..

"Bana alış" demeyeceğim. Nasıl olsa alışacaksın bir gün. Şimdi çirkinliğimde güzellikler bulan o gözlerin o zaman en güzeli görecek bende! Alışkanlığınla, sevginle yepyeni bir "ben" yaratacaksın benden! Sevgin olmasaydı değersiz bir cam parçasıydım. Sevginle bir aynayım şimdi. Bana bakanlar baştan başa seni görecekler içimde..

Bir zincirin iki halkasıyız seninle anlıyor musun? Aynı kadehte karışmış iki içkiyiz. İki kelimeyiz seninle birbirini tamamlayan. Her yerde iki olduğumuz için bir bütün haline geliyoruz durmadan.

Açılmış bütün kuyuların derinliği içimde seni bulduğum yer kadar derin değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder